Bu Hafta Öğrenebileceğiniz 11 Yeni İngilizce Kelime
Oxford İngilizce Sözlüğü yılda birkaç kez popüler yeni İngilizce kelime listesiyle güncellenmektedir. Biz de kelime dağarcığımızı sürekli geliştirdiğimiz için, geçtiğimiz aylarda güncellenen yeni kelimeleri seçtik ve bu kelimelerin günlük konuşmalarda nasıl kullanıldığını göstereceğiz.
1. LAMESTREAM (İSİM)
Yeni İngilizce kelime listemizin başında “lamestream” geliyor. Geleneksel, ana akım medyayı tanımlamak için “lame” ve “mainstream” sözcüklerinin yanyana gelmesiyle oluşan “lamestream“, ana akım medyanın ne kadar sıradan ve aksak olduğunu ifade etmek için kullanılır.
“The lamestream media is completely out of touch with people.” / “Aksak ana akım medya tamamen insanlardan kopuk bir durumdadır.”
2. BAE (İSİM)
Eğer sosyal medyayı kullanıyorsan, “bae” kelimesini birçok yerde görmüş olma olasılığın yüksek. “Before anyone else” yani “herkesten önce gelen kimse” tanımının kısaltması olan “bae” kelimesi bir kişinin kızarkadaşı ya da erkekarkadaşına anlamında kullanılmaktadır.
“I’m going to the movies with my bae.” / “Erkekarkadaşım/kızarkadaşımla sinemaya gidiyorum.”
3. FREEGAN (İSİM)
İşe yarayacak bir şeyler bulmak amacıyla çöp karıştırma anlamına gelen “dumpster diving”in daha gelişmiş ve çok yönlü versiyonu olan “freegan“lar tüketim çılgınlığına karşı olan ve bu amaçla kaynakların minimum seviyede kullanılması gerektiğini savunan ve atılan yiyecek ve eşyaları yeniden kullanan kimselerdir. Bu kelime “frigan” diye Türkçeye çevrilmiştir.
“I met a group of freegans, and I was blown away when they showed me how much food is wasted every day.” / “Tanıştığım bir grup frigan, her gün ne kadar çok yiyeceğin israf edildiğini gösterdiğinde gerçekten şaşkınlığa uğradım.”
4. BRAIN FADE (İSİM)
“Beyni durmak” anlamına gelen “brain fart” kelimesinin akrabası da sayılabilecek olan “brain fade” geçici bir süre konsantre olamamak veya açık bir şekilde düşünememek anlamında kullanılır.
“I had a complete brain fade during my exam and just stared at the page for what seemed like an eternity.” / “Sınavda düşünme kabiliyetimi tamamen yitirdim ve bir sonsuzluk gibi gelen soru kağıdına bakakaldım.”
5. PHARMACOVIGILANCE (İSİM)
Pharmacovigilance ( kelimesini haftada en az üç defa kullanarak konuşma becerilerini bir üst seviyeye çıkarmaya ne dersin? Türkçeye farmakovijilans olarak çevrilen bu terim, ilaçların istenmeyen etkilerini izleme, önleme ve bu etkilerin gerçekten ilacın alınması ile nedensel ilişkisinin olup olmadığını, ilişki varsa bunun derecesini araştıran disiplin anlamına gelmektedir.
“In his job as a pharmacovigilance officer, Andrew develops diagnostic tools to improve drug safety.” / “Farmakovijilans yetkilisi olarak Andrew, işinin bir parçası olarak, ilaç güvenliğini iyileştirmek için tanısal araçlar geliştirmektedir.”
6. HOT MESS (İSİM)
Bu kelime aslında pek de iyi bir anlama gelmediği için kullanırken dikkat etmek gerekir. “Hot mess” etkileyici olduğu kadar dikkat çekici bir şekilde başarısız olan kişiler ve nesneler için kullanılır.
“She is completely out of control and a hot mess.” / “O tam anlamıyla kontrol edilemez ve gösterişli olduğu kadar da başarısız biridir.”
7. JANKY (SIFAT)
“Janky” kelimesi güvenilmez ya da külüstür anlamında kullanılmaktadır.
“I shouldn’t have bought that used car, it’s way too janky.” / “Tam bir külüstür durumda olan o kullanılmış arabayı almamalıydım.”
8. FO’SHIZZLE / FOR SHIZZLE
Kesinlikle veya elbetteyi karizmatik bir şekilde söylemek istersen “fo’shizzle” kelimesini kullanabilirsin. Bu kelime, rap sanatçısı Snoop Dogg (Snoop Lion) tarafından popüler hale gelmiştir.
“Dog, this party is going to be off the hook, fo’ shizzle!” / “Dostum bu parti kesinlikle harika olacak!”
9. AL DESKO (SIFAT ve ZARF)
“Al desko” ofis masasında yenen yemek anlamında kullanılır.
“I have to prepare a presentation, it’s going to be another al desko lunch for me today.” / “Sunum hazırlamam gerektiği için bugün de yemeğimi ofis masamda yiyeceğim.”
10. UPVOTE/DOWNVOTE (FİİL ve İSİM)
Eğer sen de sosyal medyayı sık kullananlardan ve online platformlarda yorum yapmayı sevenlerdensen bugüne kadar iletileri “upvote” ya da “downvote” yapmış olma olasılığın çok yüksek. “Upvote” aynı fikirde olmak, “downvote” ise aynı fikirde olmamak anlamlarında kullanılır. İki kelimeyi de aşağı ya da yukarı baş parmak ikonu ile ifade edebilirsin.
“I’m not going to lie, my self-esteem is closely linked to the number of upvotes I get on Reddit.” / “Doğruyu söylemek gerekirse, kendime olan güvenim Reddit’te almıs olduğum onay sayısı ile oldukça doğru orantılı.”
11. HUMBLEBRAG (VERB AND NOUN)
Humblebrag kelimesinin daha önce bir hashtag ile birlikte kullanıldığını görmüş olmalısın. Anlamı ise, görünür bir şekilde gurur duyulan bir şey için dikkat çekmeye çalışmaktır.
“Caroline posts way too many selfies on Instagram, her humblebragging is getting on my nerves.” / “Caroline Instagram’da gereğinden fazla selfie resim paylaşıyor, onun bu şekilde dikkat çekmeye çalışması çok sinir bozucu.”
Bugün öğrendiğimiz yeni İngilizce kelime listesinin hepsini birarada kullanmaya ne dersin?
“On my way to work as a pharmacovigilance officer, my janky car almost broke down – but I met my freegan friend Jason and his hot mess sister Amanda who gave me some breakfast that I ate al desko before downvoting some lamestream article and meeting my humblebragging bae who complained about her brain fade during an exam in which she still managed to score an A+.”
“Farmakovijilans yetkilisi olarak çalıştığım işime giderken, külüstür arabam neredeyse bozuluyordu ama frigan arkadaşım Jason ve onun gösterişli olduğu kadar da başarısız olan kız kardeşi Amanda ile buluşabildim. Onların bana verdikleri kahvaltıyı, ofisteki masamda sıradan birkaç makaleye kötü not vermeden ve sınav sırasında düşünme kabiliyetini yitirdi diye yakındığı halde A+ almayı başaran ilgi çekmeyi seven kızarkadaşımla buluşmadan önce yedim.”