Bir yılda akıcı bir yabancı dile sahip olma rehberi
Bir dili akıcı konuşmak en gözde becerilerden biri ve dünyanın sonuna kadar insanlarla iletişim kurma yetisinin önemini korumaya devam edeceği de inkar edilemez bir gerçek.
Düşünsene, İngilizce'de 750.000 kelime var. Japonca ve Korece Avrupa dilleri ile aynı karakterleri dahi kullanmıyor. Başka bir dil öğrenmek zor iş. Hangi dili seçersen seç, ciddi çaba lazım. Ama birkaç stratejiyle dil öğrenim sürecini hızlandırabilirsin. İşte sadece 12 ayda akıcı – ya da en azından akıcıya yakın – konuşmanın yolları.
1-3 Ay Arası
Yurtdışına taşın ve dile maruz kal
Derste öğreneceklerin sınırlı. Gerçekten akıcı konuşmak için, o dili her an konuşabileceğin bir yaşama dal, hem de hemen. İspanyolca için Barselona veya Playa Tamarindo’ya taşın. Fransızca için Paris ya da Nice’te bir kaç ay geçir. Her gün konuşmak ve problemlerini çözmek zorunda kalacaksın. Çok geçmeden, dili anlamanın ve doğru yanıtları sıralamanın ikinci doğan haline geldiğini farkedeceksin. Özellikle Japonca ya da Korece gibi sana yabancı bir alfabesi olan bir dili öğreniyorsan bu çok daha önemli. Daha iyi bir aksanın olacak, farkında olmadan her gün pratik yapmış olacaksın. Ayrıca, seyahat etmek için bundan güzel bahane mi var!
Televizyon izle
Başka bir dildeki biz dizinin öykü akışını ve diyaloglarını takip etmeye çalış. Bir sahneyi izlerken diyaloğu çözmeye çalışmak, zihnindeki dil merkezinin yeni bilgiyi kapmasına yardımcı olacak. Hem de bunu çok değişik bir yolla, bulmaca çözer gibi yapmış olacaksın, böylece öğrendiğini de unutmayacaksın. Altyazı okumak cümle yapısını gözünde canlandıracak ve duyduğunu anlayıp anlamadığını test edebileceksin. Örneğin, Friends dizisinin tekrarlarını izle, İngilizcen mükemmelleşecek. Netflix’te Narcos izlemen de benzer şekilde İspanyolcanı anında ilerletecek.
Soru sor
“No Comprehendo!” (Ben anlamıyorum) artık senin kurabileceğin bir cümle değil. Şaka bir yana, anlamadığın bir cümleyi görmezden gelme, özellikle net olmayan ÇOK fazla şeyle karşılaşacağın ilk aylarda… Biriyle konuşuyorsan, ona soru sormaktan çekinme. Ya da bir şey okuyorsan ve kafan karışırsa, hemen Google’la. Araştırmalara göre, bir şeyi sorgulayarak öğrendiğinde kendi sorununu kendin çözdüğün için, onu derste öğrendiğinden daha uzun süre hafızanda tutabiliyorsun. Bilimsel konuşuyoruz burda, yalan değil!
4-6 Ay Arası
Online yayınları dinle
Çeviri yapmak, tv izlemekten çok daha fazla yardımcı olur. “X dilini nasıl öğrenirim” tarzı online yayınları indirerek akıcı konuşma eğitimine başla ve orada duyduklarını çevirmeyi dene. BBC’nin “6 dakikada İngilizce” öğretim yayınları serisi İngilizceni geliştirmen için gerçekten çok iyi ve hızlı bir yol olabilir, örneğin. Daha sonra, sohbet tarzında yayınlara geç. İlgi duyduğun bir konu seç (film özeti ya da yemekler gibi), ve doğal konuşma hızına, konuşma diline ve önceden hazırlanmamış diyaloglara alış. Bu, cevap vermek zorunda olmadan bir arkadaşınla sohbet etmek gibi birşey.
Düzenli çalış, düzenli öğren
Bir beceriyi doğru düzgün edinmenin anahtarı sürekliliktir, unutma. Dilin temelleriyle cebelleşiyorsun madem, programında gerçekten buna odaklandığın zamanlar yaratmalısın. Günde en az bir saat, kafanı karıştıran gramer kurallarını tekrar et ya da yeni fiillere çalış. Ertesi gün bunları tekrar et ki uzun süreli belleğine gerçekten kazınsın. Kurallara bağlı kal (diyete girmişsin gibi düşün); ne kadar çok çabalarsan, o kadar erken kazanırsın.
Çalışma arkadaşları edin
Kendinden emin olmadığın zamanlar da olabilir, ama sesli konuşmak öğrenmenin en iyi yollarından biridir. Benzer seviyedeki arkadaşlarınla birlikte çalışmayı dene. Konuşun, pratik yapın ve birlikte geliştirin dilinizi. Göreceksin, konuşmalarınız gittikçe daha doğal gelmeye başlayacak. Ayrıca, bu sayede bir sürü yeni arkadaş da edinmiş olacaksın!
7-9 Ay Arası
Ne bulursan oku
Kitap, klasik edebiyat ve dergilerden, mısır gevreği paketinin üzerinde yazanlara kadar ne bulursan oku. Hayatın her alanından, doğru cümle yapısında dizilmiş kelimeleri okumaya alış. İnternetten yabancı haber kaynaklarını, blogları ve popüler siteleri takip et. Böylece oyalanıyor olsan bile, Facebook’ta ya da Instagram’da gezinirken harcadığın süreyi daha iyi değerlendirmiş olacaksın. Ders kitapları seni kibar diyaloglara ya da otobüs bileti almaya hazırlayabilir, ama dil anlayışını genişletmenin en iyi yolu beynini maruz bıraktığın okuma materyallerini çeşitlemektir.
Şimdi daha fazla TV vakti
Bu sefer altyazısız! Narcos’u izlerken İspanyolcayı takip etmeyi kaptığın an, yeni becerilerini Los Tiempos de Pablo Escobar izleyerek test et. Bu belgesel bir uyuşturucu kralının gerçek hayat hikayesine dayanıyor ve tamamen İspanyolca. Youtube kanalları da iletişim becerilerini geliştirebilir; Fransızca için Oh La La, Hollywood Speaks French adlı kanala abone olabilirsin. Ya da, TedX Talks’u deneyebilirsin. Hem dünyanın en parlak yaratıcı zihinlerinin fikirlerini kapacaksın, hem de sunucular çok açık ve net konuştukları için anlaman da kolay olacak.
10-12 Ay Arası
Çenen düşene kadar konuş
Online yayın derslerini bitirir bitirmez, kulaklıklarını kaldır ortalıktan. Gerçek insanlarla konuşma vakti geldi! Ders dışından native arkadaşlar edin ve sadece “hedeflediğin” dilde sohbet et. Pratik yapmanın daha iyi bir yolu yok. Yurtdışına taşındıysan, yeni bir hobi edinmek de yeni insanlarla tanışmak için fırsat olabilir.
“Keep Your Chin Up”
"Başını dik tut" olarak çevirebileceğimiz bu ilginç İngilizce deyim “pozitif ol” anlamına geliyor. Dil öğrenmek kolay değil. Bazı günler başardığını ve neredeyse tamamen akıcı konuşabildiğini düşüneceksin, ama bazen de sanki beynin yabancı kelimeleri içeri sokmamak için bir duvar örmüş gibi hissedeceksin. Bayağı yüksek bir duvar hem de. Bunun moralini bozmasına izin verme. Debelenmeye başladığın anda, geride bıraktığın ayları düşün ve ne kadar yol katettiğine bir bak! Şöyle bir on dakika eski ders notlarına göz gezdir ya da basit bir metni çevir. İlk aylara göre daha kolay gelecek sana, göreceksin – bir yılı atlattın! Sonuna kadar diren, başaracaksın!