Bu Cadılar Bayramı'nda kullanabileceğiniz 10 ürkütücü İngilizce deyim
İngilizce, birçoğu ürkütücü bir dokunuşa sahip olan canlı ifadelerle zengindir - Cadılar Bayramı sezonu için mükemmeldir.
İster mevsimlik hayalet hikayelerinizi renklendirmek istiyor olun, ister sosyal medya paylaşımınız için eğlenceli bir başlık arıyor olun ya da sadece ürkütücü sezonun tadını çıkarın, kelime dağarcığınıza Cadılar Bayramı ruhu katmak için bu İngilizce deyimleri deneyin.
1. Skeletons in the closet (Dolaptaki iskeletler)
Bu ifade gizli sırları ifade eder ve gizemin ön plana çıktığı durumlar için mükemmeldir. Bir hayalet hikayesinde gizli veya uğursuz bir şeyi ima etmek için veya gizemli birini tarif ederken kullanın.
Örnek: “You might think he’s innocent, but everyone has skeletons in the closet.” - “Onun masum olduğunu düşünebilirsiniz, ancak herkesin dolabında iskeletler vardır.”
2. Ghost town (Hayalet şehir)
“Hayalet şehir” ürkütücü bir şekilde terk edilmiş bir yeri tanımlar. Cadılar Bayramı'nda, terk edilmiş bir binayı veya hava karardıktan sonra boş sokakları tanımlamak için harika bir yoldur. Görünürde kimsenin olmadığı bir mahallede yürüdüğünüzü hayal edin.
Örnek: “After the clock struck midnight, the neighborhood turned into a ghost town. No one dared to come outside.” - “Saat gece yarısını vurduktan sonra mahalle hayalet bir kasabaya dönüştü. Kimse dışarı çıkmaya cesaret edemiyordu.”
3. Scaredy cat (Korkak kedi)
Bu deyim, kolayca korkan birini şakacı bir şekilde tanımlar ve Cadılar Bayramı için mükemmeldir. Perili bir eve girmekten korkan bir arkadaşınızdan ya da kendi gölgesinden bile korkan birinden bahsederken bu deyimi kullanabilirsiniz.
Örnek: “Don’t be such a scaredy cat! There’s no such thing as ghosts! ” - “Bu kadar korkak bir kedi olma! Hayalet diye bir şey yoktur! ”
4. Dig your own grave (Kendi mezarınızı kaz)
“Kendi mezarını kazmak”, belaya yol açacak bir hata yapmak anlamına gelir. Bu deyim Cadılar Bayramı'nda ürkütücü bir çift anlam kazanarak korkunç hikayeler için mükemmel hale gelir.
Örnek: “They were warned that entering the cemetery at night is like digging your own grave.” - “Gece mezarlığa girmenin kendi mezarınızı kazmak gibi olduğu konusunda uyarıldılar.”
5. Graveyard shift (Mezarlık vardiyası)
Gece geç saatlerde çalışmaktan bahsederken bunu kullanabilirsiniz; “mezarlık vardiyası” ürkütücü bir çağrışıma sahiptir. Sadece en cesur veya aptal ruhların uyanık olduğu karanlıktan sonra olanları tanımlamak için mükemmeldir.
Örnek: “Working the graveyard shift at the hospital, he often heard strange noises coming from the morgue.” - “Hastanede mezarlık vardiyasında çalışırken, sık sık morgdan gelen garip sesler duyuyordu.”
6. Over my dead body (Ölü bedenimin üzerinden)
Bu, bir şeyi reddetmenin vurgulu bir yoludur ve Cadılar Bayramı'nın ürpertici atmosferine tam olarak uyar. Ürkütücü karşılaşmalar sırasında veya dramatik bir ifade verirken kullanın.
Örnek: “Over my dead body, am I going outside to find out what that noise was!" - “Cesedimi çiğnemeden, o sesin ne olduğunu öğrenmek için dışarı çıkıyor muyum!”
7. Witching hour (Cadı saati)
“Cadı saati” geleneksel olarak doğaüstü varlıkların en aktif olduğu gece vakti olarak kabul edilir. Kesin zaman konusunda net bir anlaşma olmasa da, Cadılar Bayramı partinize veya etkinliğinize ekstra ürkütücü bir hava katmak için belirli bir saat seçebilirsiniz.
Örnek: “It was during the witching hour that the teens heard the howls coming from the forest.” - “Gençler cadı saatinde ormandan gelen ulumaları duydular.”
8. The cat’s out of the bag (Kedi çantadan çıktı)
Yaygın olarak kullanılan bu deyim bir sırrı ifşa etmek anlamına gelir. Doğası gereği hortlakça olmasa da, sırlardan bahsederken veya sürprizleri açıklarken Cadılar Bayramı'na uyar.
Örnek: “Well, the cat’s out of the bag — the house is haunted!" - “Eh, kedi çantadan çıktı - ev perili!”
9. In the dead of night (Gecenin karanlığında)
Bu ifade, her şeyin sessiz, hareketsiz ve uğursuz olduğu gece geç saatlerde olan bir şeyi tanımlar - Cadılar Bayramı havasını ayarlarken mükemmeldir.
Örnek: “In the dead of night, he could hear the sound of footsteps getting louder as they approached.” - “Gecenin karanlığında, yaklaştıkça daha da yükselen ayak seslerini duyabiliyordu.”
10. The devil’s in the details (Şeytan ayrıntıda gizlidir)
Bu deyim, küçük ayrıntıların büyük sorunlara yol açabileceğini ima eder ve şeytani tonu onu Cadılar Bayramı partinizi planlarken mükemmel kılar.
Örnek: “Be creative when preparing your Halloween costumes; the devil’s in the details!" - “Cadılar Bayramı kostümlerinizi hazırlarken yaratıcı olun; şeytan ayrıntıda gizlidir!”
Mutlu Cadılar Bayramı!