EF Hikayeleri: Hollanda'dan Eline EF Bournemouth'ta

Benim adım Eline ve 13 yaşındayım. Bu yaz tatilinde ben ve iki arkadaşım İngiltere'de bir şehir olan EF Bournemouth'a gittik. Dil gezim ne yazık ki iki hafta sürdü, çünkü bana kalırsa en az 6 hafta daha devam edebilirdi. O iki hafta hayatımdaki en keyifli haftalardan biriydi. Neden mi? Pek çok nedenden dolayı!

EF'ye gitme fikrine kapıldım çünkü daha önce EF'ye gitmiş olan birinin EF hakkında konuştuğunu duymuştum ve o kişi çok hevesliydi. Ben de internette araştırmaya başladım ve gerçekten gitmek istediğimi fark ettim. Sonra tenis kortundayken birden çiftler partnerimin de başka bir arkadaşımla birlikte EF'ye gittiğini duydum. Bunu duyar duymaz planıma devam ettim.

EF bana harika bir fikir gibi gelmişti çünkü yurt dışındaydı, bu yüzden herkesle İngilizce konuşmak zorundaydınız. Bu sizi gerçekten konfor alanınızdan çıkarıyor ve yepyeni bir yer tanımanızı sağlıyordu. Ama tabii ki EF aynı zamanda çok eğlenceli görünüyordu çünkü birçok farklı milletten insan tanıyacaktım. Bu şekilde dünyanın her yerinden arkadaşlar edinecektim, ki bu kesinlikle işe yaradı! Geçen hafta İtalya'dan bir EF arkadaşım Amsterdam'daydı ve biz de onu görmeye gittik.

Çok uzun bir bekleyişin ardından sabah 7'de büyük bir valizle havaalanındaydım. Daha önce hazırlık toplantısında tanıştığım insanları hemen tanıdım. Uçağımıza kıl payı yetiştikten sonra İngiltere'ye vardık. Sonra bütün macera başladı.

Kalacağımız yere vardığımızda koridorda bizi bekleyen 4 çocuk vardı. Odalarımızı bulmamıza ve valizlerimizi taşımamıza yardımcı oldular. Odama vardığımda ilk oda arkadaşımla tanıştım ve kısa bir süre sonra ikinci oda arkadaşım da geldi. Odada bir süre tanışıp rahatladıktan sonra birkaç kişiyle şehre indim ve Forever 21'den Lush'a ve bir McDonalds'a kadar kaç tane güzel mağaza olduğuna şaşırdım. Kesinlikle çok sevdim! Pazartesi günü okulun ilk günüydü, bu da Salı günü (okulun gerçekten başlayacağı gün) için bir hazırlıktı. Sonra Bournemouth ve yakındaki Poole kasabasından geçen bir şehir otobüsüne bindik. İşimiz bittiğinde otobüse binerek şehir merkezine geri döndük.

Okulun ilk günü; evet, EF'de bile hala biraz korkutucuydu, kimseyi tanımıyorsunuz ya da neredeyse hiç kimseyi tanımıyorsunuz ve kendi dilinizi de konuşmuyorlar. Ama yine de tüm sınıf arkadaşlarım çok doğaldı ve benden bir masadaki bir grup öğrenciye katılmam istendi. Dersler çok eğlenceliydi ve Hollanda'daki okullara hiç benzemiyordu. Daha sonra bowling, lazer oyunu, tırmanma ve su oyunları gibi oyunlar ve aktiviteler yaptığımız günde 2 saat olan Aktivitelerimiz vardı.

Ayrıca Çarşamba, Perşembe ve Cuma günleri sadece EF'liler için olan kulübe gitme seçeneğiniz vardı. "Haha, ezik" diye düşünebilirsiniz ama kulübümüz gerçekten harikaydı. Hepiniz birçok insan tanıyorsunuz ve özetle, sadece şaşırtıcı, şaşırtıcı, şaşırtıcı!

Kaldığım ev plaja 3 dakikalık yürüme mesafesindeydi ve gerçekten çok rahattı. Bu yüzden her akşam şehirde patates kızartması, pizza, Starbucks veya burrito yedikten sonra oraya giderdik. Tabii ki akşamları büyük merkez parka gidip orada oturmak, bir suşi restoranında yemek yemek ve mağazalar akşam 9'a kadar açık olduğu için alışveriş yapmak gibi pek çok seçenek de vardı.

İki haftam çok hızlı geçti. O kadar iyi vakit geçirdim ki ailemi arayıp daha uzun kalıp kalamayacağımı sordum ama ne yazık ki ailem bunun iyi bir fikir olduğunu düşünmedi. EF'de yaşadığım şeyleri, süper olumlu bir şekilde, asla unutmayacağım. Bazı şeyler çılgıncaydı, bazıları heyecan vericiydi ama çoğunlukla çok eğlenceliydi.

Özetle, EF ile mümkün olan en kısa sürede gitmenizi ve seyahatinizi mümkün olduğunca uzun tutmanızı kesinlikle tavsiye ederim, çünkü bir kez geldiğinizde ayrılmak istemeyeceksiniz!!! Ben şahsen tekrar gitmek ve bu yazki tüm eski arkadaşlarımı görmek için sabırsızlanıyorum.

Umarım EF'de iyi vakit geçirirsiniz!

Eline