EF Hikayeleri: Meksika'dan Valeria EF Vancouver'da

EF deneyimimi 8 hafta boyunca Vancouver, Kanada'da yaşadım ve bunun hayatımın en iyi deneyimi olduğunu söyleyebilirim.

Yolculuğum kaydımı yaptırdığım gün başladı. Ayrılmadan önceki gerginlikten, her adımı hazırlamaktan, ETA'yı (Kanada'ya giriş izni) almaktan, uçuş rezervasyonu yapmaktan ve diğer öğrencilerimi tanımak için My EF'i kullanmaya başlamaktan. Bu kursta en iyi iki arkadaşımla seyahat ettiğim için şanslıydım, bu da çok yardımcı olabilir çünkü sinirlerimde veya heyecanımda asla yalnız değildim.

Yolculuk günü geldi çattı. İndiğimizde ailemizin, oda arkadaşlarımızın ve her şeyin nasıl olacağını merak ettik. Asyalı bir ailenin yanına yerleştirildim. Hanımefendi ev hanımıydı, bahçe işlerini seviyordu ve çok nazikti. Beyefendi müzikle ilgileniyor ve akşamları piyano çalmaktan keyif alıyordu. Eve vardığımda bizi otobüslerde ödeme yapmak için kullanılan bir kart olan pusula kartı almaya götürdüler (bu kartı herhangi bir London Drugs mağazasından satın alabilirsiniz).

Okuldaki ilk günüm harikaydı. Biri yürüyerek diğeri otobüsle olmak üzere iki tur arasında seçim yapmanızı sağlıyorlar. Otobüs turuna katılmanızı tavsiye ederim, çünkü yürüyüş turu sadece şehir merkezini kapsarken, diğeri sizi şehrin en ikonik bölgelerine götürür ve daha hızlı bir şekilde yönlendirilmenize yardımcı olur.

Okulda derslerimden sınıf arkadaşlarıma kadar her şey muhteşemdi. Dersler en iyisiydi; öğretmenler gerçekten çok iyiydi ve her şey sorunsuz ilerliyordu. Sınıf arkadaşlarım en iyisiydi; Almanya, İspanya, Fransa, Kolombiya, Japonya, Kore, Çin, Tayland ve diğer birçok yerden tanışacağımı hiç düşünmediğim arkadaşlar edindim. Ve hâlâ onlarla iletişim halinde olduğum için şanslıyım.

En büyük tavsiyem şu: Kendinizi soyutlamayın ve sadece kendi ülkenizden insanlarla takılmayın. Mümkün olduğunca çok insanla konuşun çünkü herkesten bir şeyler öğrenirsiniz, dil pratiği yaparsınız (benim durumumda bu İngilizceydi) ve en önemlisi bu macerayı sizinle paylaşan arkadaşlar edinirsiniz.

Bir başka ipucu, tüm şehri keşfetmeye çalışın, her günün tadını ertesi gün eve dönüyormuş gibi çıkarın. Oradayken günler uçup gidiyor ve siz farkına bile varmadan son haftanızda olacaksınız.

Bu kurslar kendinize verebileceğiniz en güzel hediyedir çünkü maddi şeyler gelip geçicidir ama orada yaşadığınız maceraları, dostları ve anları kimse sizden alamaz. Bu yüzden onlardan en iyi şekilde yararlanmalısınız.