Farklı dillerde 10 komik deyim
Dünyadaki her dilde deyimler kullanılır - belirli şeyleri söylemek için kullanılan ortak ifadeler. Bu ifadelerin birçoğu ana dili İngilizce olan biri için son derece normal görünebilir ancak aslında oldukça tuhaf (ve harika) bir anlama gelir.
İşte bir sonraki seyahatinizde kullanmayı deneyebileceğinizfavori deyimlerimizden bazıları.
1. "Don't get your knickers in a twist" - İngilizce
Bu, İngilizcede klasik bir "sakin ol!" ifadesidir. "Knickers," İngilizcede iç çamaşırı için kullanılan bir sözcüktür elbette. Bunu, gerçekten endişelenmesine gerek olmayan bir konuda strese giren birine söylersiniz.
2. "Det er ugler i mosen" - Norveççe
Norveççe "Bataklıkta bir baykuş var" derseniz, şüphelendiğinizi beyan etmiş olursunuz. Bir şeylerin yanlış gittiğini ya da yaramazlık yapıldığını düşünürdünüz. Gördüğünüz gibi, baykuşlar bataklıklarda sessizce avlanırlar - sorunu görmeyebilir veya duymayabilirsiniz, ancak belanın yaklaşmakta olduğunu hissedersiniz.
3. "Komm schon, spring über deinen Schatten" - Almanca
Almanca konuşan arkadaşınıza konfor alanından çıkması ve yeni bir şeyler denemesi için destek mi vermek istiyorsunuz? Hiç sorun değil. Bu teşvik edici ve yaygın olarak kullanılan Almanca deyimle onlara "Hadi, gölgenin üzerinden atla!" deyin.
4. "Un pezzo di pane" - İtalyanca
İtalyanca'da birine ekmek parçası demenin aslında bir iltifat olduğunu biliyor muydunuz? Birine "Sei un pezzo di pane" demek, onun iyi kalpli ve nazik bir insan olduğunu söylemek gibidir. Sonuçta kim taze pişmiş ekmeği sevmez ki? Türkçe'de bunun karşılığı birine iyi bir yumurta demektir (Evet, gerçekten.)
5. "L'habit ne fait pas le moine" - Fransızca
Bu eğlenceli Fransızca deyim Türkçeye "Alışkanlık keşiş yapmaz" olarak tercüme edilir. Basitçe, birini sadece nasıl göründüğüne göre yargılamamanız gerektiği anlamına gelir.
6. "Sandalyemden düştüm" - İngilizce
Tamamen şok olmuş hissettiğinizde, bu kullanmak için harika bir İngilizce ifadedir. Örneğin, "Love Island'dan kimin atıldığını duyduğumda sandalyemden düştüm!" diye haykırabilirsiniz. (Tabii ki, aslında sandalyenizden düşmek zorunda değilsiniz.)
7. "Estar como una cabra" - İspanyolca
Bu deyim "keçi gibi olmak" anlamına gelir. İspanyol kültüründe keçiler genellikle çılgın hayvanlar olarak kabul edilir, bu nedenle bu, birinin biraz vahşi olduğunu söylemenin yaygın (ve zekice tuhaf) bir yoludur. "Güneş doğana kadar bütün gece parti mi yaptın? Estar como una cabra!"
8. "Att glida på en räkmacka" - İsveççe
Hepimiz çok çalışmadan başarılı olmuş gibi görünen birilerini tanıyoruz, değil mi? İsveçlilerin bunun için harika bir deyimi var. "Glida på en räkmacka," "Karidesli sandviçte kaymak" olarak tercüme edilebilir. Bu deyim ortaya çıktığında İsveç'te karides süslü bir yiyecek olarak kabul ediliyordu, bu nedenle bu deyim birisinin başarıya giden kolay bir yolculuğun lüksüne sahip olduğunu söylüyor.
9. "Non avere peli sulla lingua" - İtalyanca
Bu hoş İtalyan deyimi "Dilinde kıl yok" anlamına gelir. (İşte size bir imge.) Bunu birine söylediğinizde, onu tıbbi bir durum hakkında uyarmıyorsunuz - ondan açık sözlü ve dürüst olmasını istiyorsunuz. Birisi açık sözlü olmadığında ya da konuya girmesi uzun sürdüğünde kullanmak için harika bir ifadedir.
10. "When pigs fly" - İngilizce
Gerçekten "Hayır" demek zorunda kalmadan nasıl "Hayır" dersiniz? İngilizler bu konuda size yardımcı oluyor. Bu, bir şeyin asla gerçekleşmeyeceğini söylemenin ilginç bir yoludur. Örneğin, "Domuzlar uçtuğunda 29. kattaki dairene taşınmana yardım edeceğim." Yani: Kocaman bir HAYIR.