2025 yılında bilmeniz gereken 10 İngilizce argo terim
Argo, iletişim kurmanın bir yolundan daha fazlasıdır - bulunduğumuz dönemin anlık bir görüntüsüdür. Sosyal medya kültürünün herkesin günlük yaşamına sızmasıyla birlikte, her zamankinden daha fazla argo kelime ve deyim kullanıyoruz.
Önceki yıllarda olduğu gibi, geçtiğimiz yıl kelime dağarcığımıza giren birçok yeni terim için TikTok'a teşekkür etmeliyiz. Konuşmalarınızı tazelemek (veya sadece TikTok yorumlarında neler olup bittiğini anlamak) istiyorsanız, işte 2025'te bilmeniz gereken 10 İngilizce argo terim.
1. Yap
Tanım: Dedikodu yapmak veya aşırı derecede sohbet etmek. Yap, genellikle söylentiler veya önemsiz ayrıntılarla dolu uzun konuşmaları tanımlamanın rahat ve eğlenceli bir yoludur. Hem sevimli hem de hafif alaycıdır.
Örnek: "They’ve been yapping about the office drama all day." - “Bütün gün ofis draması hakkında gevezelik edip durdular.”
2. Chat
Tanım: Genellikle gündelik sohbetlerde arkadaşlar veya sınıf arkadaşları gibi bir grup insana atıfta bulunmak için kullanılır - “guys” kullanımından farklı değildir. Bu Z kuşağı kullanımı, yayıncıların izleyicilerine “chat” olarak hitap ettiği canlı yayın kültürünü yansıtıyor. Şimdi, günlük argoya da sıçradı ve bir grupla konuşmak için kullanılan bir terim haline geldi.
Örnek olarak: "Chat, do you think he’s telling the truth?" - “Chat, sizce doğruyu mu söylüyor?”
3. Brain rot
Tanım: Düşük eforlu eğlence veya sosyal medya tarafından zihinsel olarak tükenmiş hissetme durumu. Aşırı izleme, doomscrolling veya çevrimiçi tavşan deliklerinde sıkışıp kalmanın akılsız sarmalını tanımlamak için mükemmeldir.
Örnek: "I stayed up all night scrolling on TikTok, and now I’ve got brain rot." - “Bütün gece TikTok'ta gezindim ve şimdi beynim çürüdü.”
4. Let them cook
Tanım: Birini, genellikle yaratıcı veya etkileyici bir şekilde, yapmakta olduğu şeyi yapmaya devam etmesi için teşvik etmek amacıyla kullanılan bir ifade. Genellikle bir destek gösterisi olarak kullanılır ve sonuçların beklemeye değeceğini ima eder.
Örnek: "She’s working on her speech for the event — let her cook!" - “Etkinlik için konuşması üzerinde çalışıyor - bırak pişirsin!”
5. Yassified
Tanım: Göz kamaştırmak, abartmak veya abartılı bir şekilde muhteşem hale getirmek. İster bir makyaj ister bir meme düzenlemesi olsun, “yassified” olmak tamamen dramayı birkaç çentik yukarı çıkarmakla ilgilidir.
Örnek olarak: "That poster got yassified with all the glitter and neon text."- “Bu poster tüm o parıltı ve neon yazılarla yassılaştırılmış.”
6. Lore
Tanım: Bir şeyin arka planı veya bağlamı, genellikle oldukça rastgele veya niş bilgilerden oluşur. Oyun ve fanteziden ödünç alınan “lore” artık bir hikayeyi veya durumu daha cazip hale getiren herhangi bir ayrıntı kümesi için geçerlidir.
Örnek: "The lore behind that inside joke is hilarious." - “Bu iç şakanın arkasındaki irfan çok komik.”
7. Mid
Tanım: Ortalama ya da beklentileri karşılamayan bir şeyi tanımlamak için kullanılır. Bu yeni olmasa da, Z kuşağının en iyi diss'i olarak hala düzenli olarak kullanılıyor - kısa, keskin ve nokta atışı. Her türlü abartılı abartıyı keser ve bir şeyin sadece “meh” olduğunu herkese bildirir.
Örnek olarak: "That movie everyone’s hyping up? Honestly, it was pretty mid." - “Herkesin abarttığı şu film var ya? Dürüst olmak gerekirse, oldukça vasattı.”
8. Unhinged
Tanım: Vahşi, öngörülemez veya tamamen aşırı davranış. “Akıl almaz” terimi oldukça yaygınlaştı ve kaotik enerjiden komik anlara kadar her şeyi kapsar hale geldi.
Örnek olarak: "That meme is so unhinged, I can’t stop laughing." - “Bu meme o kadar çılgınca ki gülmeden duramıyorum.”
9. Negative aura
Tanım: “Aura noktalarının” azalmasına neden olan kötü titreşimli veya itici enerjili bir şeyi tanımlamak için kullanışlı bir ifade. Bunu hoşnutsuzluğu veya soyut bir yanlışlık duygusunu ifade etmek için kullanabilirsiniz.
Örnek: "That new song has negative aura — it’s just not hitting right." - “Bu yeni şarkının negatif aurası var - sadece doğru vurmuyor.”
10. That's tea
Tanım: “Gerçek bu” demenin ya da dedikoduları kabul etmenin eğlenceli bir yolu. Dedikodu için kullanılan “çay” terimi yıllar boyunca varlığını sürdürmüştür ve bu varyasyon onu günlük konuşmalarda daha da çok yönlü hale getirmektedir.
Örnek olarak: "He got caught sneaking out? That’s tea!" - “Gizlice kaçarken mi yakalandı? İşte bu çay!”