GO Blog | EF Blog Türkiye
Seyahat, diller ve kültür hakkındaki son haberler EF Education First'ten
MenuÜcretsiz Katalog

İngilizce Çevirisi Olmayan Kelimeler: Yabancı Güzel Kelimeler

İngilizce Çevirisi Olmayan Kelimeler: Yabancı Güzel Kelimeler

Dillerin en güzel özelliği bize kendimizi ifade etmemizi sağlayan kelimeler sunmaları. Homurtular çıkardığımız ya da yüz ifadeleriyle duygularımızı anlatmaya çalıştığımız günler geride kaldı. Her ne kadar İngilizce 750,000’den fazla kelimeden oluşsa da, bazen bir kelimeyle ne yaşadığımızı ifade etmek imkansız oluyor. İşte farklı dillerden İngilizce çevirisi olmayan kelimeler listesi, yabancı güzel kelimeler:

1. WALDEINSAMKEIT (ALMANCA)

“Ormanda bir başınayken, yalnızlık ve doğaya bağlanma hissi.”

Bazen kendimizi, hayatlarımıza öyle bir kaptırıyoruz ki stres ve sorumluluklar altında eziliyoruz. İşte böyle anlarda Waldeinsamkeit yaşamamız gerekiyor: Ruh halini dengelemek için ormanda yürüyüşe ya da tırmanmaya çık. Kendine zaman ayırmak asla kötü bir şey değildir. Hele ki etrafın doğa ile kaplıysa…

2. WABI-SABI (JAPONCA)

“Kusurlar içinde güzelliği bulmak.”

Mükemmel diye bir şey yoktur. Hiçbir şey. (Evet, bazen, Nutella’lı bir kahvaltı mükkemmele yaklaşabilir.) Ama işin güzelliği bu zaten! Kusurlarımız ve eksikliklerimiz bizi biricik, özel ve güzel yapan şeylerdir. Japoncayı dinle ve o küçük kusurları kucakla.

3. SAUDADE (PORTEKİZCE)

“Çok sevdiğin ama asla geri dönmeyecek birini ya da bir şeyi özleme hissi.”

Bana umutsuz romantik diyebilirsin, ama ben bu kelimeye aşığım resmen. Tek bir kelime içinde nostalji, melankoli, aşk, mutluluk, üzüntü, boşluk ve istek (yani bir ömrün tüm duyguları) var.

4. YA’ABURNEE (ARAPÇA)

“O kişi olmadan yaşamanın hayal bile edilemez olması sebebiyle, bir kişiden önce ölme umudu”

Shakespeare’in Romeo ile Juliet’i ile duygulanabilir ya da muhteşem Winnie the Pooh’dan Ya’aburnee kelimesinin anlamını basitçe açıklayan şu sözleri alıntılayabiliriz: “Eğer sen yüz yaşına kadar yaşayacaksan, ben yüz eksi bir gün yaşamak istiyorum, böylece asla sensiz yaşamak zorunda kalmayacağım.”

YURT DIŞI EĞİTİM İÇİN ÜCRETSİZ FİYAT KATALOGU

5. 缘分 ya da YUÁNFÈN (MANDARİN/ÇİNCE)

“The fate between two people.”

“İki insanın kader bağı.”

Yuánfèn, bir ilişkinin önceden belirlenmiş ya da alın yazısı olması görüşünü tanımlar ve atasözü olarak bolca kullanılır: 有緣無份 (yǒu yuán wú fèn) “kısmetsiz bir kaderi olmak” anlamına gelir. Yani, Romeo ile Juliet’ten örnek verecek olursak, bu kelimeyi, “bir çiftin bir araya gelmesi ama birlikte olamaması, bu çiftin alınyazısıdır” anlamında kullanabiliriz. (Sofistike bir ayrılık yazgısı olarak da kullanılan bir düşünce.)

6. FORELSKET (NORVEÇÇE)

“Aşık olmaya başlayınca hissedilen coşku.”

Bu herhalde dünyanın en iyi duygularından biri: kelebekler, gülücükler, mutluluktan havalara uçmalar. (Forelsket, cebinde 20 dolar bulmak, bedava tatlı almak, ya da büyük pizza parası ödemişken ekstra büyük pizza aldığını fark etmek gibi bir şey.)

7. KILIG (TAGALOG)

“Genellikle romantik bir şey yaşandığında, karnında kelebekler uçuyormuş gibi hissetme.”

Kilig sözcüğünün, Forelsket’in Avustronezyan versiyonu olduğuna eminim. İlk öpüştüğün zaman olduğu gibi sadece keyfe kapıldığında oluşan o karnındaki karıncalanma hissi!

8. COMMUOVERE (İTALYANCA)

“İçinizi ısıtan ve gözlerinizi yaşartan bir hikaye”

Aslında, içinde köpek olan her film bende bu etkiyi yaratıyor. Doğrudan Commuovere deneyimlemek istiyorsan, Hachiko adlı filmi izle. Gerçek hayat hikayesine dayalı bu filmde, bir köpek her gün tren istasyonunda sahibini bekliyor ve sahibinin ölümünden yıllar sonra bile her gün beklemeye devam ediyor. (Tamam, şimdi ağlayabilirsin.)

9. DEPAYSEMENT (FRANSIZCA)

“Kendi ülkende olmamaktan doğan his; yabancı olma.”

Memleket özlemi çekmek gibi, ama daha yoğun bir his. Gerçekten ait olmadığını hissetmek gibi. Güzel bahçesinden sökülüp pencere kenarında küçük bir saksıya atılmış bir çiçek gibi.

10. DUENDE (İSPANYOLCA)

“Bir sanat eserinin kişiyi derinden etkileyen gizemli gücü.”

Duende sıkça Flamenko ile bağdaştırılır, ama genellikle her çeşit sanatsal performansın güzelliklerinden birini tanımlar. Bir şeyler hissetmeni sağlar. İspanyol ve Latin Amerika mitolojisinde Duende, cin gibi ufak tefek bir yaratıktır ve küçük çocukları terbiye eder.

11. HIRAETH (GALCE)

“Romantikleştirilen geçmişe ya da anavatana duyulan özel bir özlem.”

Hiraeth, vatan hasreti çekmek ya da geçmişinin bir bölümünü hatırlamak gibi bir şey. Örneğin; tüm arkadaşlarınla bir arada olduğun üniversite yılları. O yıllarda o kadar güzel anılar paylaşmışsındır ki hayatının o dönemini tekrar yaşamak istersin.

12. MAMIHLAPINATAPEI (YAGAN)

“Bir şeyleri başlatmayı arzulayan ama ilk adımı atmaya isteksiz olan iki kişinin sözsüz, manidar bakışması.”

Eğer birine aşık olduysan, Mamihlapinatapei’yi deneyimlemişsin demektir. Bu deneyim, bu Yagan sözcüğü telaffuz etmek kadar da zordur ayrıca. (Tierra del Fuego’nun yerel dillerinden biridir Yagan.) Mamihlapinatapei aynı zamanda dünyanın en özlü ve çevirmesi en zor kelimelerinden biri olarak bilinir.

13. TOSKA (RUSÇA)

“Genelde belli bir sebep olmadan aşırı bir ruhsal ıstırap çekme hissi; özlenecek bir şey olmadan özleme hali.”

Bir şeylerin eksik olduğunu hissettiğin ve bir şeylerin eksik olduğunu da bildiğin ama tam olarak neyin eksik olduğunu bilemediğin zamanlarda hissettiğin şey işte. Bu duygu insanı çıldırtır.

EF ile hayatınızı farklı dillere çevirin!Detaylı bilgi
EF GO blog bülteni ile seyahat, dil ve kültür hakkında en son haberleri alın.Beni kaydet

Dünyayı keşfedin ve yurt dışında bir dil öğrenin

Detaylı bilgi