Mutlaka Bilmeniz Gereken 13 İngilizce İfade
Akıcı bir şekilde İngilizce konuşmak gerçekten çok pratik istiyor. Ancak, sakın vazgeçmeyin. Sadece birkaç önemli kalıbı kullanarak başarılı bir iletişim kurabilir ve ikinci dilinizi geliştirmek için çok daha motive hissedebilirsiniz. Yurtdışı seyahatinizde veya sınıf arkadaşlarınızla konuşurken kullanmanız gereken en önemli 13 ifadeyi aşağıda bulabilirsiniz.
Hello.
Ne anlama geliyor: Merhaba.
İngilizce bir konuşma mı başlatmak istiyorsunuz? Önce gülümseyin, sonra güzel bir tonla “Hello” deyin. Göreceksiniz, arkadaşça bir selamlaşma sizi çok daha ilerilere götürecek.
My name is _____. What’s yours?
Ne anlama geliyor: Adım ____. Seninki ne?
Tanışma faslına adınızı paylaşarak ve karşınızdakinin adını sorarak devam edebilirsiniz. Diğer söyledikleriniz akıcı olmasa bile, en azından kiminle konuştuğunuzu bileceksiniz ve onlar da size nasıl hitap edeceklerini öğrenecekler.
Please
Ne anlama geliyor: Lütfen
Kibarlık çok önemli. Bunu açıklamayı lüzumsuz gördüğümden, hemen konuya giriyorum. Bir şey isterken “please” demek, en az kendi dilinizde lütfen demek kadar önemli.
Thank you
Ne anlama geliyor: Teşekkürler
Bir sohbet sırasında konuşamıyor olsanız da, konuşmayı bir “thank you” ile bitirmek karşınızdakiler de çok hoş bir izlenim bırakacaktır. Bu onların zamanına değer verdiğinizi ve onlara dikkat ettiğinizi gösteren bir söz olarak görülebilir.
How are you?
Ne anlama geliyor: Nasılsın?
Eğer Amerika’ya gidiyorsanız, bu öğrenmeniz gereken en anahtar kelimedir. LA’da büyümüş şahsım için, “hi, how are you?” demek odadaki en soğuk insanı bile yumuşatacak yegâne sözdür. Evet, gerçekten de Amerikalılar bu kalıpla biraz fazla haşır neşir olmuş olabilirler, ama bana güvenin, bu kelimeleri kullanmak gerçekten çok önemli.
I don’t understand.
Ne anlama geliyor: Anlamadım.
Biriyle konuşurken konuşmadan koptuysanız veya ne söyledikleri hakkında hiçbir fikriniz yoksa kullanmanız gereken kelime tam olarak bu. Anlıyorum, karşınızdakine bir şeyi anlamadığınızı söylemek kolay değil, ancak bir karışıklığa engel olmak için, dürüst olmak en önemlisi. Bu kalıbı ihtiyacınız olduğunda kullanmaktan çekinmeyin. Karşınızdaki de böylece daha yavaş konuşacak veya söylediğini tekrar edecektir.
Can you please repeat that?
Ne anlama geliyor: Tekrar edebilir misin?
Birisiyle ilk kez konuştuğumda, ne söylediklerini anlamadığım pek çok an olmuştur(Hem kendi ana dilimde, hem de öğrendiğim yeni dilde). Ama endişelenmeyin. Onlardan söylediklerini tekrar etmelerini isteyin. Umarım, ikinci seferde ne dediklerini anlayacaksınız.
Goodbye.
Ne anlama geliyor: Hoşçakal.
Ayrılma vakti geldiğinde, nasıl güle güle diyeceğinizi bilmeniz gerekir. Diğer türlüsü, yani sessizce yürüyüp gitmek biraz garip kaçıyor. Bu herhalde hiçbir dilde arkadaş kazanmak için iyi bir yol sayılmaz.
I need help.
Ne anlama geliyor: Yardım edebilir misiniz?
Bu kesinlikle çok kilit bir kelime. İster çok acil bir şey talep ediyor olun, isterse sadece markette yardım istiyor olun, bu kalıbı rahatlıkla kullanabilirsiniz. Yardım istemekten çekinmeyin.
Call the ambulance/police.
Ne anlama geliyor: Ambulansı arayın./ Polisi çağırın.
Yerel acil numaraları öğrenmeyi sakın ihmal etmeyin. Ama ihtiyacınız olduğunuzda bu kalıbı da kullanmaktan çekinmeyin.
Where is the restroom/bathroom?
Ne anlama geliyor: Tuvalet ne tarafta?
Bu en temel insani ihtiyaçlardan biri. Bu kalıbı neden unutmamanız gerektiği sanırım çok açık.
How much does this cost?
Ne anlama geliyor: Kaç para? / Ne kadar?
Gitmeden önce yerel para birimlerini öğrenmeyi ihmal etmeyin. Bunun yanında genel kur farkını ve oranlarını da yaklaşık olarak hesaplayabildiğinizden emin olun. Aksi takdirde, hesapladığınızdan çok daha fazla harcama gibi bir durumla karşı karşıya kalabilirsiniz.
Do you speak ____?
Ne anlama geliyor: ___ dilini konuşabiliyor musun?
Orta-alt seviye Almancamla Zürih’de gezeken çok zorlanmıyorum. Ancak konu çok daha karışık olduğunda, mesela doktorda veya dişçide karşılaştığım gibi, durum beni çok daha zorluyor. Bu sebeple, bazen ana dilimi konuşan insanlar bulmaya çalışıyorum.