Dil Eğitimi Hakkında Öğretmenlerinizin Bilmenizi İstediği 5 Şey
Dil öğrencilerinin çoğu belli bir süre sonra aşama kaydetmekte zorlanırlar. Bu duvarların neden oluştuğu ve nasıl aşabileceğiniz konusunda birkaç fikir sunacağım ve öğretmenlerinizin de bana katılacağından eminim. Bunları açıkça ifade etmek biraz zor ama belki de performansımızı gözden geçirmenin ve birkaç değişiklik yapmamızın zamanı gelmiştir.
Arkadaşlarınız size engel olabilir.
Normal bir yabancı dil sınıfının dünyanın farklı milletlerinden öğrencilerden oluşması beklenir. Dersin başladığı o ilk günde, kendine aşırı güvenen o girişken öğrenci dışında, herkes ama herkes gergince etrafını izler ve hangi öğrencinin yanına oturması gerektiğini düşünür. Bingo. Çoğu kendi dilini konuşan insanların yanına oturacaktır. Konuşabileceğiniz ve birlikte çalışabileceğiniz bir arkadaş. Harika değil mi? Kesinlikle HAYIR. Sınıfta ve derste, yeni arkadaşınız sizin düşmanınız olabilir. Öğrenmenizi engelleyecek bir düşman. Eğer sınıfta aynı dili konuştuğunuz insanlarla oturmayı alışkanlık haline getirirseniz, dil öğreniminiz yavaşlayacaktır. Çünkü kendi dilinizde konuşma isteğiniz en sonunda çok güçlenecek ve kendinizi daha fazla bilmediğiniz bir dilde anlaşmak için zorlamayacaksınız. Kısacası (tl;dr): Konuşma ve dinleme pratiklerinizi kendi kendinize sabote edebilirsiniz.
Nasıl düzeltilir: Eğer aynı dili konuştuğunuz bir sınıf arkadaşınız varsa, onunla ders öncesinde veya sonrasında konuşun. Ders başladığında birbirinizden ayrılın. Her derste farklı öğrencilerle oturarak kendinizi iletişim kurmak için zorlamalısınız. Farklı yeteneklere ve dillere sahip öğrencilerle konuşmak sizi daha efektif ve hızlı öğrenmeye davet edecektir.
Ödevler gerçekten işe yarar.
“… and that will be homework for next class”. Öğretmeniniz dersini bu sözle bitirdiğinde “Harika” dersiniz. Ödevi yapacağınızı düşünürsünüz ama ders saati geldiğinde defterlerinizin hiç açılmamış olması çok muhtemel. Yanınızdakine soracağınız ilk soru muhtemelen “Ödev mi vardı kanka?” olacaktır. Ödevi yapmamanın sizi çok da etkilemeyeceğini düşündüğünüz için pek üzülmezsiniz. Ancak, bilmeniz gereken bir şey var. Öğretmenler ödevleri, ödev vermeyi ve onları kontrol etmeyi sevdiklerinden vermiyorlar. Önceki ders öğrendiğiniz bilgilerin aklınıza yerleşmesi ve diğer derse daha hazırlıklı gelmeniz için veriyorlar. Yabancı bir dil öğrenmek, her şey gibi, çok çaba ve zaman gerektirir ve derslerin arasında öğrendiklerinizi pekiştirmemek öğrenme hızınızı düşürecektir.
Nasıl düzeltilir: Ödevlerinizi ders biter bitmez yapmaya çalışın. Bunu alışkanlık haline getirmek için, ödevinizi dersten sonra en sevdiğiniz kafede en sevdiğiniz kahveyi içerken yapabilirsiniz. Daha da hızlanmak için kendi gelişiminizi ciddiye almalı ve derslerden arta kalan zamanda kendi koyduğunuz hedefleri de gerçekleştirmeye çalışmalısınız. Bu hedefler film izlemek, bilmediğiniz kelimelere sözlükten bakmak, müzik sözlerini öğrenmek, telefonunuzun dilini değiştirmek gibi aktivitelerden oluşabilir.
Hedefler sadece eğlence için değildir.
Arkadaşlar, dil öğrenmek kolay bir iş değil. Çok vakit alacaktır. Kursun ortasındayken ne kadar ilerlediğinizi görmek çok daha zor ve bu sebeple gerilmeniz veya hayal kırıklığına uğramanız normal. Öğretmenleriniz bununla her zaman karşılaşır. Öğretmenleriniz ayrıca aklında net hedefleri olan öğrencilerin daha başarılı olduğunu da fark eder. İyi bir hedef, belli bir sürede gerçekleştirebilecek, spesifik ve zorlayıcı olmalıdır. Bu şekilde koyduğunuz hedefler daha başarılı olacaktır, çünkü hedef koyduğunuz zamandaki odak noktanızı ve gelişiminizi daha iyi takip edebilirsiniz.
Nasıl düzeltilir: Olumlayıcı bir dille hedeflerinizi açıkça belirleyin (Örneğin: Mayısta, Almanca gazeteleri okuyabileceğim.) ve ya hedefinize doğru birkaç adım atın. (Örneğin: Ailem, işim ve ilgi alanlarım hakkında konuşmayı öğrenmeliyim.) Hedeflerinizi yazıya dökün ve ne kadar ilerlediğinizi sürekli kontrol edin. Hedeflerinizi arkadaşlarınızla paylaşarak kendinizi daha da iyi denetleyebilirsiniz.
Başarı için çaba şarttır.
Öğretmenler için anlaması en zor şeylerden biri de öğrencilerin dersler için çaba göstermemesidir. Gerçekten de derse geç gelip telefonla oynayanlar, ödevlerini bitirmeyenler ve derste en iyi arkadaşlarıyla yan yana oturanlar para ve zamanlarını çarçur ederler. İkinci bir dili öğretecek bir hap henüz geliştirilmediği için, yabancı dil öğrenmek isteyen öğrencilerin derslerini ciddiye alarak çalışması gerekmektedir. Yani o öğrencilerden olmayın. Emek verin.
Nasıl düzeltilir: Tıpkı uzun mesafe koşusu gibi, dil öğrenmekte uzun süreli çaba gerektiriyor. Dersten önceki 2-3 saatte didinmek yerine, her gün 20-30 dakika yapacağınız düzenli bir çalışma ile başarmaya daha çok yaklaşırsınız. Ödevlerinizi yapın ve bilgi kartlarını kullanın. Bonus tavsiye: Ders sırasında daha başarılı olmak için, derse vaktinde gelin ve dersten önceki iki üç dakika notlarınızı gözden geçirin.
Başarabilirsiniz.
Eğer yeni bir dil öğrenmeyi başaramayacağınızı düşünüyorsanız, öğretmenizin bilmenizi istediği son bir şey daha var. Yapabilirsiniz. Bana inanın, biliyorum. (Eskiden öğretmendim.) Plan yapmanız, hedef koymanız ve düzenli olmanız gerekecek ama alacağınız sonuçlar gösterdiğiniz çabaya fazlasıyla değecektir.