Roma’da Bir Yerli Gibi Nasıl Yaşarsınız?

Eğer sanata, harika makarnalara, pizzalara ve gerçekten antik eserlere düşkünseniz, Roma seyahat listenizin en üstlerinde yer alıyordur. Eğer değilse de, bu yazıdan sonra onu en üste koymalısınız. Roma, hareketli şehir hayatı, müzeler, birinci sınıf restoranlar ve nefes kesici manzaralarla insanı her gidişinde tekrar büyülüyor.

Kalabalık meydanlarda nasıl hareket etmek gerektiğini bilmek herkesin hakkı. Artık bu bilgiyi daha fazla aramak zorunda değilsiniz. İşte İtalyanlar tarafından onaylanmış, mutlaka yapılması ve yapılmaması gerekenler.

Yürüyüş ayakkabılarınızı yanınıza alın.

Dürüstçe itiraf edelim. Roma ne kadar harika bir şehir olsa da toplu taşıma konusunda sınıfta kalıyor. Ancak, bu şehri keşfetmek istiyorsanız da metroyu ve şehir otobüslerini aklınızdan çıkarmalısınız(ki zaten çalışmıyorlar). Yürümeye başladıktan sonra, gittiğiniz her yerde romantik sokaklar, küçük kiliseler ve hipster dükkânlar bulabilirsiniz.

Usta tavsiyesi: Su bulamayacağınızdan endişe etmeyin. Her yerde bir çeşme bulabilirsiniz.

Gece ve sabahın erken saatleri sizin en iyi dostunuz.

Bu, özellikle turistlerin en çok yığıldığı Temmuz- Ağustos aylarında, şehir milyonlarca turistle dolup taştığında uygulanmalıdır. Aşk çeşmesinde fotoğraf çektirirken bütün kalabalıkla güreşmeniz mi gerekiyor? No grezie. Özellikle bu noktaları sabahın erken saatlerinde ziyaret etmelisiniz. Güneşin ilk ve son saatlerinde, şehir çok daha sakin ve huzurlu oluyor. Şahsi kanaatim ise, bu saatlerde, şehrin kendi güzellikleri çok daha iyi sergilediği yönünde.

Usta tavsiyesi: Piazza del Popolo geceleri çok daha muhteşem oluyor. Kesinlikle kaçırmayın.

“Grazie” ve “per favor” size bütün kapıları açacak anahtarlar

İtalyanlar gündelik kibarlıklara bayılırlar. Kendi dillerinde nasıl teşekkür edeceğinizi öğrenmek, sizi pek çok güçlükten kurtaracaktır ve cebinize çok daha fazla para bırakacaktır. Restoranda servis yapan garsona minik bir gülümsemeyle “grazie” demek, size ufak bir çikolata veya bedava bir bardak su olarak geri döner.

Usta tavsiyesi: Yerlilerle konuşmanızın sadece kahve ısmarlamakla sınırlı kalmasını istemiyor musunuz? Bu şehirde yaşarken İtalyanca öğrenin.

Tam kahveden bahsetmişken…

Hangi kahveyi istediğinizden emin olun.

İtalyanların kahveye aşırı düşkün olduğu bir gerçek. Roma’da kahve gece, gündüz, öğlen ve sabah bir ritüel olarak tüketilir. Ama bir kafeye öylesine dalıp kahve siparişi vermemelisiniz. Burası Roma. Bir kaç kurala uymanız gerek.

Her şey sırayla: Önce zamanı kontrol edin. Saat 11’i geçmişse veya kahvaltı yapmışsanız, Cappuccino yok. İtalyanlar sıcak sütün, dolu bir midede dolanmasından nefret ederler. İkinci olarak, kahvenizi bir şeylerle karıştırmamalısınız. Balkabağı soslu Latte veya naneli Frappuccino içenlere bir tepki vardır. Üçüncü olarak, espresso sipariş etmeyin. Roma’da Espresso zaten kahve demektir. Ayrıca, hiçbir yerde “Expresso” da dememelisiniz. Burası bir fast-food restoranı değil. Ama yine de hızlı olmalısınız. Hızla ve yüksek sesle sipariş verin. Paranızı hazır tutun.  Eğer kahve için %20-50 daha fazla para ödemek istemiyorsanız, kafede oturmayın.

Usta tavsiyesi: Caffe latte, espresso ile sütün birleşmiş halidir. Starbucks’un aksine Roma’da Latte siparişi verirseniz sadece bir bardak süt alırsınız. Yani, “Caffe latte” olarak sipariş vermeyi unutmayın.

Her yer tarih kokuyor.

Bir rehberle, gezi kitabıyla veya telefonunuzla Roma’nın meşhur binalarını, meydanlarını ve resimlerini araştırın. Asırlık caddelerin arasında yürümekten daha keyifli bir gezi türü yok ve böylece sanatın tarihsel bağlamını ve sizi çevreleyen İtalyan kültürünü anlamaya bir adım daha yaklaşacaksınız.

Usta tavsiyesi: Sonuncu ve en basit tavsiyem: Kalabalıklardan kaçmak için, tam tersi yöne yürüyün. Dar bir geçitten geçin, yan yoldan ilerleyin, çevrenizi inceleyin, diğer girişleri deneyin.

Harika bir seyahat geçireceksiniz, diğer sefere görüşmek üzere, arrivederci!