Röportaj: Löplöpçüler’den Gezi İpuçları ve Tavsiyeler

Türkiye’nin en popüler gezi ve yemek bloglarından biri olan Löplöpçüler konuğumuz. Dünyayı gezerken aynı zamanda da en güzel lezzetlerin peşinde olan Semih ve Özenç şimdileri ise gezmeye ve löpletmeye çocuklarıyla birlikte ailece devam ediyorlar. Hangi ülkeleri gezdiklerinden seyahate çıkmadan önce neler yaptıklarına, kim olduklarından seyahat ipuçlarına ve ilk defa yurtdışına çıkacaklara yönelik birçok sorumuza içtenlikle yanıt verdiler.

Löplöpçüler kimdir? Kendinizi bize tanıtabilir misiniz?

Löplöpçüler yerel lezzetleri keşfetmek için gezen bir ailenin öyküsüdür. Aslen ben yüksek makina mühendisiyim, eşim de yüksek ziraat mühendisi. Aramıza 2012 yılında Ege, 2014 yılında da Tuna katıldılar. Fakat içimizdeki yöresel lezzetleri keşfetmek ve gezme tutkusu sanırım mesleklerimizin ötesinde bir tutku, genç yaşta çocuklara da bu tutkuyu aşılıyoruz.

Ne zamandan beri seyahat ediyorsunuz? Bu tutkunuz nasıl başladı?

“Nerede ne yenir?” diye sorulara ayrı ayrı cevap vermek yerine www.loplopculer.com adresinde 2007 yılında blog yazmaya başladık. Daha 6 yaşında çocukken ailemizle birlikte çadırda konaklayarak gezmeye başlamıştık, sanırım eskiden gelen bir tutku bu.

Şu ana kadar kaç ülkeyi gezme fırsatı buldunuz? En çok beğendiğiniz ülkeler hangileridir, sebepleriyle öğrenebilir miyiz?

54 ülkeye ayak bastık, ama tabii bunu “54 ülkeyi karış karış gezdik” diye değerlendiremeyiz. En beğendiğimiz ülkeler Vietnam ve Karadağ oldu. Elbette deniz ürünleri ağırlıklı mutfaklarının çok lezzetli olması ve diğer komşu ülkelere göre daha ucuz olması en büyük etken.

Yola çıkmadan önce ne gibi hazırlıklar yaparsınız? Yurtdışına ya da yurtiçi bir seyahate çıkacaklara verebileceğiniz ipuçları var mı?

İşin sırrı öncelikle ucuz uçak bileti bulmaktan geçiyor! Uçağın nereye gittiği önemli değil, fiyatı ucuz olsun yeter. Daha sonra uçağın gittiği yere göre konaklama yeri ve gidilecek lokantaları araştırırım. Lokantalar o gün açık mı, rezervasyon yapmak gerekir mi önceden kontrol ederim. Çocuklar doğmadan önce 2012 yılına kadar couchsurfing yapıyorduk ve konaklamaya para vermiyorduk. Şimdi sadece couchsurfingden yerel insanlar ile buluşup yöresel lezzetleri keşfediyoruz, konaklamayı odanın içinde banyosu tuvaleti olan yine uygun fiyatlı otellerde yapıyoruz .

Kendinizi gurme olarak görüyor musunuz? Ve takip ettiğiniz / beğendiğiniz insanlar var mıdır?

Gurmenin anlamını tam olarak bilmiyorum, ama yemeğe düşkün olduğum kesindir. Farklı pişirme tekniklerini ve kullanılan malzemeleri öğrenmek ve bunu daha sonra eve dönünce evde uygulamak en gurur duyduğum özelliğimiz. Takip ettiğimiz bir çok gezi ve yemek blogu var. Yurt dışında yaşadığım için yerel televizyonları takip edemiyoruz.

Gidip göreceğiniz yerleri ve buradaki lezzetleri denemeden önce nasıl bir ön araştırma yapıyorsunuz?

Eskiden Türkiye’de yaşarken televizyonlardaki yemek üzerine gezelim görelim tadalım tarzındaki programları seyrederken notlarımı alırdım. Yolumuz oraya düştüğünde notlarımı çıkartır aynı lokantalara gitmeye çalışırım. Yurt dışı seyahatlerde ise, bizim gibi yemek üzerine blog yazan oranın yerlisinin yazılarını okurum, onların tavsiye ettiği turistik olmayan gizli saklı lokataları bulurum.

Yurtdışına çıkmak isteyen gençlere veya bu yolun daha başında olanlara verebileceğiniz tavsiyeler var mı?

Balkan ülkelerinden başlasınlar, hem vize olmadığı için hem mesafe olarak Türkiye’ye yakın olduğu için hem de balkan kültürü bize yakın olduğu için zorluk çekmezler. Bosna, Kosova ile başlayıp, Makedonya ve Sırbistan olarak devam edilebilir. Ya da ucuz bir Tayland bileti bulunup çok çok ucuza 1-2 ay kalınabilir.

Gezginlerin en çok duyduğu sorulardan birine gelelim. Gezilerinizi nasıl finanse ediyorsunuz, düzenli bir işiniz var mı? Eğer varsa ikisini bir arada idare etmek zor olmuyor mu?

Ben 1999 yılından beri maaşlı olarak çalışıyorum. Herkes gibi benim de 3-4 hafta yıllık iznim var. Ama 23 Nisan, 19 Mayıs, 30 Ağustos gibi 1 günlük tatilleri mutlaka haftasonu ile birleştirip ekstradan 3-4 günlük tatiller yaratırım. Ayrıca bayram tatillerinide de en az 7-8 ay önceden alınan ucuz uçak bileti ile değerlendiririm. Gezmek çok pahalı bir şey değil. Promosyon uçak bileti satışa çıktığı anda bayram tatillerine nereye ucuz bilet bulursanız yapıştırın gitsin. Barselona da olur Tiflis de artık orası sizin şansınıza kalmış. Ama illa Barselonaya gidecem diye ucuz uçak bileti ararsanız bulamazsınız. Konaklama konusunda mutlaka couchsurfing sitesine üye olun ve işe evinizde gezginleri ücretsiz kabul ederek başlayın. Gezginlerin ortamına girmek için, 30 ülke görmüş gezginlerin tecrübelerinden yararlanmak için bulunmaz nimet.

Son olarak sırada gitmeyi planladığınız yerler varsa öğrenebilir miyiz?

2 sene Kazakistan ve 2 sene Malezyada yaşadıktan sonra şimdi 1 yıldır Namibya’da yaşıyoruz. Hazır fırsatımız varken, Afrikadaki civar ülkeleri geziyoruz. Son 8 ay içerisinde Güney Afrika, Kenya ve Seyşellere gittik, önümüzdeki ay Zimbabwe, Zambia Botswana turu yapacağız, Mart ayında Mozambik, mayısta da Mauritius veya Madagaskar var.

Bu güzel aileyi takip etmek, gezi ve yemek deneyimlerini daha yakından dinleyip ilham almak isterseniz loplopculer.com adresinden bloglarını mutlaka ziyaret edin!