Yaz Döneminde Brighton’a Gitmek için 10 Sebep

Brighton canlı ve sosyal bir şehirdir ve kozmopolit kuzeninden daha küçük olmasına rağmen, “Sahildeki Londra” takma adıyla da bilinir. Brighton, Londra’nın sunabileceği her şeye sahiptir, ancak daha idare edilebilir bir ortamda ve tahmin ettiğiniz gibi deniz kenarındadır. Bu yüzden Brighton’a gitmek, yaz aylarınızdan maksimum verimi almak için vereceğiniz en doğru kararlardan birisidir.

İşte güneşli yaz aylarında Brighton’a gitmek için 10 sebep:

1- Sayısız kahve dükkanı

Sıcaklıklar yükseldiğinde sizi serinletecek güzel buzlu bir latte gibisi yok (ve evet, yağmurlu İngiltere’de de bunu yapıyoruz) ve Brighton, buzlu latte alabileceğiniz ezber bozan, bağımsız kahve dükkanlarıyla doludur. Hatta kahve dükkanlarını o kadar seviyorum ki bir arkadaşımla “The Coffee Shop Challenge” ismini verdiğimiz bir aktivite başlattık ve bu çerçevede her hafta yeni bir kahve dükkanı keşfederek orayı ziyaret ediyoruz.

2- Toplu taşıma imkanları (doğaya rahat erişim)

Brighton’da özellikle yaz aylarında park yeri bulmak oldukça zor olabilir. Bu yüzden şehri keşfederken uygun fiyatlı toplu taşıma sistemini kullanabilirsiniz. Şehrin ötesine dahi yolculuk etmeyi mümkün kılan ulaşım sistemi ile South Downs’ta bulunan ve büyüleyici manzaraları ile yürüyüş ve tembel bir yaz pikniği için ideal ortamı yaratan Devil’s Dyke gibi pek çok doğal güzelliği birinci elden tecrübe edebilirsiniz.

3- Çeşitlilik

Brighton’la ilgili en sevdiğim şey ne peki? Şehrin bu kadar çok “yüze” sahip ve çeşitliliğin tavan yapmış olması. Alışveriş için Churchill Square’deki mağazalara gitmenizi tavsiye ederim. Sanat aktiviteleri ve alışılmışın dışında kafeler için hem North Lane, hem de South Lane’e uğramanızı öneririm. Restoranlar, kafeler ve alternatif mağazalar için ise Kemptown en iyi seçeneğiniz olacaktır.

4- Canlı müzik noktaları

Benim gibi müzik aşığıysanız Brighton tam size göre. Şehir, haftanın her gecesi hemen her yerde performans veren 500 kadar yerel grup ile olabildiğince hareketli bir canlı müzik hayatına sahip. Yerel pub’lardaki küçük konserlerden Brighton Dome veya Brighton Center’daki daha büyük organizasyonlara kadar her zevke uygun müzik etkinliği mevcut. Her gece hangi etkinliğin olduğu hakkında bilgi almak için XYZ Magazine’in canlı müzik bölümüne göz atabilirsiniz.

5- Bolca festival

Şehrin en büyük festivallerinden biri, Mayıs ayı ortalarında gerçekleşen ve dünyanın dört bir yanından yolculuk etmiş gelecek vadeden müzikal eylemlere ev sahipliği yapan “The Great Escape”. Brighton Fringe de harikadır ve Birleşik Krallık’taki en popüler sanat festivallerinden biridir. Mayıs başından Haziran ayı başlarına kadar sürer ve küçük çaplı sahnelerden büyük konserlere kadar her zevke uygun etkinlikler sunar. Festival, şehrin her yerine yayılmış durumda ve birçok etkinliğe ücretsiz erişilebiliyor.

6- Daha fazla çeşitlilik

Brighton’a taşınmadan önce Pride festivali (Onur Festivali) hakkında çok şey duymuştum, ancak bunu gerçekleştirmek şansına geçtiğimiz sene eriştim ve itiraf etmeliyim ki şehri hiç bu kadar canlı görmemiştim. Pride etkinliği Ağustos ayında gerçekleşir, kentin sokakları da üç gün boyunca sokak partileri ve canlı müzikle olağanüstü derecede yoğun olur.

7- Rahat ortam

Bu şehir, dostluğu ve hoşgörüyü ciddiye alır. Her şey kabul görür. Ciddiyim. Bütün Birleşik Krallık’taki en açık görüşlü şehir burası ve bu da şehre, özellikle herkesin bütün gün dışarıda ve plajda olduğu yaz döneminde, eşi bulunmaz bir rahat ortam havası veriyor.

8- Denize birkaç adım uzakta

Brighton’da yaşamanın avantajlarından biri, deniz kenarında bir şehir olması. Öğle tatilinizi plajda geçirebilmek ya da yoğun bir günün sonunda deniz kenarında gezintiye çıkmak çok güzel bir duygu. Yerliler bile, bunun ne denli eşsiz bir lüks olduğunu genelde unutuyorlar, özellikle de yaz mevsiminde!

9- Fantastik gece hayatı

Pub’da sessiz sedasız bir şekilde içkinizi yudumlamak ya da dans dolu bir geceye yelken açmak, Brighton tüm dileklerinizi yerine getirecek imkanlara sahip ve neredeyse bu imkanları siz her zaman yürüme mesafesinde sunuyor. Twisted Lemon ve Komedia, şehrin muhteşem gece hayatını bir test sürüşüne çıkarmak için harika adreslerdir.

10- **Londra‘**ya yakınlığı

Eğer Brighton size küçük gelmeye başlarsa (ve 500 yerel grubun her birini çoktan gördüyseniz), bir trene atlayın ve Londra’ya gidin. Normal trenle bir saat ve ekspres trenle sadece 40 dakika sürüyor. Bu yüzden Brighton’da biraz daha uzun süre kalıyorsanız, şehrin kozmopolit kuzenini ziyaret etmeyi unutmayın. Londra’da şehrin eksantrik doğu yakasında (Brick Lane veya Shoreditch ile başlar) yürüyüşe çıkmanızı veya büyüleyici Holland Park’ta piknik yapmanızı tavsiye ederim.

Brighton’a gitmek veya farklı bir ülkede sıra dışı maceralara kulaç atmak, yurt dışı eğitim ile renkli yaz ayları hayal olmaktan çıkıyor!